Seyahat Parkı hareketlerine ait dava nedeniyle cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Adayı Can Atalay, telefon aracılığıyla Hataylılara ve tüm depremzedelere seslendi.
Atalay’ın ailesiyle yaptığı telefon görüşmesi TİP’in toplumsal medya hesaplarından paylaşıldı.
Türkiye’nin afet ülkesi olduğunu çok uzun müddettir bilenmesine karşın tedbir alınmadığını belirten Atalay, “Yasalarda hangi değişikliklerin yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu değişiklikleri söyledik, dinlemediler. İnsan hayatını muhafazayı, insanın hayatını sakınmayı başa yazmadılar rantı başa yazdırlar. Bütün yaşadığımız yıkımın sonucu budur” diye konuştu.
Depremde en ağır yıkım yaşanan vilayetlerden birinin de Hatay olduğunu lisana getiren Atalay, “İstanbul’un zenginlerinin yaşadığı mahallelerde, rantı yüksek mahallelerde ‘dönüşüm’ gerçekleştirildi, geri kalanı ihmal edildi. Bunun bu türlü olmaması mümkündü. Bunun hesabını adil olarak sormak zorundayız. Ölenlerimiz, yaralılarımız için değil yalnızca, bu memleketin gelecek nesilleri borcu bu” dedi.
Can Atalay görüşmede şunları söyledi:
‘HİÇ YAŞANMAMIŞ ÜZERE KABUL ETTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR’
“Adayım ve hiç kimseye hitap edemiyorum. Hitap edebilseydim ne derdim diye düşündüm. Derdim ki: Sevgili Maraşlılar, Urfalılar, Malatyalılar, Adıyamanlılar, Osmaniyeliler, Adanalılar, Hataylılar sarsıntının üzerinden şimdi çok kısa bir vakit geçmiş olmasına rağmen her şeyi olağana döndürmeye çalışıyorlar. Yaşanan unutturulmasa, hiç yaşanmamış üzere kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bunun bu türlü olamayacağını daima birlikte göstermemiz gerekir. Sıkıntımız budur.”
‘BU DAVANIN HAKKINI VERMEMİZ GEREKİR’
“Ben Silivri 9 Nolu’dan, A-47’den sesleniyorum, çok güç şartlarda sesimi onlara ulaştırmak istiyorum. Ulaşır mı ulaşmaz mı bilmiyorum. Fakat şunu söylemek istiyorum; yalnızca yitip giden canlarımız için değil, yalnızca onların anısına sahip çıkmak için değil, yalnızca çekilen acının ödenen onca bedelin o kadar kaybın hesabının adil bir biçimde adalet önünde verilmesini sağlamak için değil, gelecek nesillerin benzeri şeyleri yaşamaması için de önümüzde koskoca bir dava var. Bu davanın hakkını adım adım takip ederek vermemiz gerekir.”
‘BAŞA İNSAN HAYATINI DEĞİL RANTI YAZDILAR’
“Türkiye bir afetler ülkesi, zelzeleler ülkesi. Türkiye’nin bir afetler ülkesi olduğu çok uzun vakittir biliyoruz. Buna ait maddelerde hangi değişikliklerin yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu değişiklikleri söyledik, dinlemediler. İnsan hayatını muhafazayı, insanın hayatını sakınmayı başa yazmadılar rantı başa yazdırlar. Bütün yaşadığımız yıkımın sonucu budur.”
ERDOĞAN’IN ‘100 YIL’ AÇIKLAMASI: ALLAH UZUN ÖMÜR VERSİN
“İzmir sarsıntısından sonra Recep Tayyip Erdoğan söylemişti, yıkılıp yine yapılan bina sayısı yanlış hatırlamıyorsan 750 bin, yıkılıp tekrar yapılması gereken yapı sayısı 1 milyona yakın demişti ve bunu 100 yıldan kısa bir müddette yapacağını ima etmişti. Yani 100 yıl daha iktidara talip olmuştu. Allah uzun ömür versin. Her insanın çok uzun hakkınca yaşaması, hak ettiklerinin tümünü görmesiyle yaşamasını dileriz. Ama Türkiye’nin bu kadar vakti olmadığını tahminen de en ağır yaşayan vilayetlerden bir tanesi Hatay.”
‘ZENGİN MAHALLELER DÖNÜŞTÜRÜLDÜ GERİ KALANI İHMAL EDİLDİ’
“Hatay’ın muhakkak bölgeleri neredeyse hiç kalmadı. Bu bu türlü olmayabilirdi. Zelzele dirençli, afet dirençli kentler inşa edilebilirdi ancak Türkiye’nin kaynakları buna ayrılmadı. Bu bir rant sorunu haline getirildi. İstanbul’un zenginlerinin yaşadığı mahallelerde, rantı yüksek mahallelerde ‘dönüşüm’ gerçekleştirildi, geri kalanı ihmal edildi. Bunun bu türlü olmaması mümkündü. Bunun hesabını adil olarak sormak zorundayız. Ölenlerimiz, yaralılarımız için değil yalnızca, bu memleketin gelecek nesilleri borcu bu. Birinci olarak bunu söylerdim.”
‘TELEVİZYONUN BAŞINDA UTANÇ İÇİNDE İZLEDİM’
“İkincisi ben televizyonun başında utanç içerisinde izledim. Bir tane yaşlı amca, ağzından faziletli kelam çıkar, düzgünlük söyler diye beklerken, dedi ki artta duran milletvekilleri adaylarını işaret ederek, ‘Kardeşlerim, afet ben rahmet diyorum rahmet. Rahmet diyorum zira bu yıkımın içerisinden bir, bu karşılıklık gidecek ve sadeleşecek, her yer ak olacak’ dedi.”
‘HATAYLILAR, KENTİNİZİ VE TÜRKİYE’Yİ BU KEM KELAMLARA TERK ETMEYECEKSİNİZ’
“Hataylılara sesleniyorum: Kentinize, kültürünüze, kendi hayatınıza, ölenlerinizin anısına, gelecek nesillerin geleceğine sahip çıkmalısınız. Ağzından hoş kelam çıkacağı umuduyla dinlediğiniz amcanın kem kelamlarına ne Hatay’ı ne Türkiye’yi terk etmeyeceksiniz. Bu bir fetihçi baş. Genç Cumhuriyet’e Hatay’ın katılmasından bu yana, Hatay bu memleketin en güzide köşelerinden bir tanesi. Hataylıların o inançtan ya da bu inançtan, o fikirden ya da bu fikirden ayrıştırılmasına, daha da ötesi düşmanlaştırılmasına dur diyeceksiniz.
Yüz binlerce Hataylı haklı olarak kent dışındalar. Lakin bu çeşit kelamlardan sonra Türkiye’nin kardeşçe, çoğulcu bir geleceğe sahip olacağına…” (Telefon konuşması burada kesildi.) (HABER MERKEZİ)