SARGININ MODÜLLERİ SANAL ORTAMDA BİR ORTAYA GETİRİLDİ
Arkeologlar, 2 bin 300 yıllık bir mumyadan alınan sargı modüllerinin bir kesiminin ABD’deki Getty Enstitüsü’nde, öbür bir yarısının ise Yeni Zelanda’daki Canterbury Üniversitesi’ne bağlı Teece Müzesi’nde olduğunu fark etti. Akabinde bu modüller sanal ortamda bir ortaya getirildi.
Mısır’da 2 bin 300 yıllık bir mumyanın sargısından alınan modüllerin ABD ve Yeni Zelanda’daki iki müzede dağılmış halde bulunduğu keşfedildi. Sargı kesimlerini sanal ortamda birleştiren araştırmacılar, binlerce yıllık gizemi çözmeyi başardı ve Ölüler Kitabı’nda yer alan büyüleri ortaya çıkardı.
Arkeologlar, 2 bin 300 yıllık bir mumyadan alınan sargı modüllerinin bir kesiminin ABD’deki Getty Enstitüsü’nde, öbür bir yarısının ise Yeni Zelanda’daki Canterbury Üniversitesi’ne bağlı Teece Müzesi’nde olduğunu fark etti. Akabinde bu modüller sanal ortamda bir ortaya getirildi
Konuya ait açıklama yapan bilim insanı Alison Griffith, iki kesim ortasında küçük bir boşluk olduğunu, lakin buna karşın büyü tasvirinin ‘mantıklı’ bir açıklama olduğunu söyledi: “Antik Mısır’da beşerler, ölen kişinin öbür dünyaya seyahatinde dünyevi şeylere muhtaçlığı olduğuna inanırdı. Bu yüzden piramitler ve mezarlarda kullanılan süslemeler sanat gayesiyle yapılmadı. Tüm bunlar, ölülerin erzak, hizmetçi ve gereksinimi olan öbür şeylerle ilgili” dedi.
Diğer taraftan, birleştirilmiş kesimlerde oluşan sahne, Torino Papirüsü’ndeki Ölüler Kitabı’nın nüshasının başında da görülüyor.
Kitap 1842’de oluşturuldu
Antik Mısır cenazelerinde okunan metinleri içeren ve asıl ismi Günden Dışarı Gidenler manasına gelen Ra nu pert em hru adlı kitap Ölüler Kitabı olarak biliniyor. Alman bilim insanı Richard Lepsius, 1842’de bu metinlerin kimi kısımlarının bir araya getirerek kitabı oluşturdu.
Zaman vakit sembolik sözlere yer verilen kitapta özetle, mevt olayından sonra fizikî vücudunu terk eden ruhun ka’sıyla öte-aleme göçtüğü, burada kendisini bir yargılamanın beklediği, ve bu yargılanmada vicdanın rolünün çok kıymetli olduğu, yargılanma sürecinden sonra birtakım ruhların tekrar yeryüzünde doğduğu, birtakım yükselmiş ruhların ise İsis ve Osiris’in hükümranlığındaki tertiplerde vazifeler aldığı anlatılyor.