Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTE) Eğitim Merkezi’nde Türkiye Adalet Akademisi’nin ’27’nci Periyot İsimli Yargı Hakim ve Savcı Adayları Eğitim Açılış Merasimi’ne katıldı. Bakan Bozdağ, hakim ve savcı adaylarına seslenerek, “Sizler inşallah bu mesleğe kabulünüz gerçekleştikten sonra 40 yıl, tahminen biraz az, biraz fazla bu millete adalet manasında hizmet etme fırsatı bulacaksınız. Adalet yüksek bir pahadır. Allah’ın sıfatlarından biridir. Bütün varlıkları ayakta tutan yegane ölçüttür. Bizim çalıştığımız alanın, adalet üzere büyük bir kıymet olduğunu gözden ırak tutmayalım. Herkesin hayatını hoş hale getiren ve herkesi memnun eden en kıymetli şeylerin başında elbet adalet gelmektedir. O yüzden atacağınız her adımda, yapacağınız her süreçte adalet tasası birincil dert, adil karar verme hassasiyeti hiç elbet birinci esasınız olmalıdır” diye konuştu.
Bozdağ, karar verirken Anayasa’nın 138’inci unsurunun tayin ettiği ögesi takip ettiklerine dikkat çekerek, “Hakimler vazifelerinde bağımsızdırlar. Karar verirken yalnızca vicdanınıza, yalnızca kamuoyu vicdanına bakarsanız pek çok haksızlığı pek çok adaletsizliği, o vicdan size beğenilen görebilir. Birçok zalimler, vicdanen rahat ettiği için zulüm yapıyor. Genç hakim ve savcı adaylarımız, vicdanınız Anayasa’ya bağlı olmalıdır. Vicdanınız hukuka bağlı olmalıdır. Size vicdanınız farklı söyler lakin biz, Anayasa ne diyorsa onu yapacağız. Hukuk ne emrediyorsa onu yapacağız. Bizim vicdanımız, hakim ve savcıların vicdanı Anayasa, kanun ve hukuka bağlı olmalıdır. Kanunsuz hata olmaz, kanunsuz ceza olmaz. Lütfen vicdanlarınız sürekli Anayasa’mız, maddelerimize ve hukuka bağlı olsun. Vakit zaman görüyoruz; siyasi taraftarlığa nazaran bir küme, toplumsal medyadan linçler yapıyor. Hakim, savcı bunun altında etkilenebiliyor. Halbuki sen Anayasa’ya bakacaksın. Bizim bakacağımız şey; Anayasa, yasa, hukuk” dedi.
‘Takdir hakkı, keyfilik hakkı değil’
Hakim ve savcıların takdir haklarına da değinen Bozdağ, “Hayatınız boyunca vicdanınızla karar verirken sınanacağınız üzere takdir hakkınızı kullanırken de zorlanacaksınız. Hakimin takdir hakkı mutlaktır, tartışılmazdır. Yargıtay bile takdir hakkını tartışmaz. Takdir hakkı, keyfimizi kahya yapma hakkı değildir. Takdir hakkı, keyfilik hakkı hiç değildir. Bizim takdir hakkımız; Anayasa, kanun, hukuk bir de evraktaki kanıt durumuyla sonludur. Bizim takdir hakkımızın keyfilikle değil; yasallıkla temaslı bir hak olduğunu gözden ırak tutmamakta yarar var” diye konuştu.
Bakan Bozdağ, ‘hukuk Türkçesi’nin değerine de dikkat çekerek, “Bizim ‘hukuk Türkçesi’ dediğimiz bir Türkçe’yi kullanmamız lazım; lakin burada önemli problemlerimiz var. İştirak kavramının yerine bugünkü Türkçe’yle bir kavram koymak gerektiği vakit herhalde bir paragraf yazmak gerek. ‘Hukuk Türkçesi’, Türkçe’dir. Bizim atalarımızdan gelen yarına da yaşayacak olan bir Türkçe’dir. Lütfen Türkçe’mizi hem hakikat öğrenin hem de gerçek kullanın” dedi.
‘Kapılar halka kapanamaz’
Hakim ve savcıların vatandaşla görüşmeyerek bağımsız olamayacağını belirten Bakan Bozdağ, “Adil olmak her vakit kıymetlidir; ancak adil görünmek de bir o kadar kıymetlidir. Sizin kararlarınız yüzde 100 adil olsa dahi beşerler sizin adaletinize inanmıyorsa orada bir sorun var demektir. Hakim, savcı bağımsızlığını vatandaşla görüşmeyerek, avukatla görüşmeyerek temin edemez. Tarafsızlığı sağlayan yegane şey, sizin kararlarınızda verdiğiniz karardır. Millete kapısını kapatan, ‘tarafsızım, bağımsızım’ diyenlerle bizim işimiz olmaz. Kapılar halka kapanamaz; avukatlara, vatandaşlara kapanamaz” diye konuştu.