Hemra Nida
İstanbul’un Çekmeköy ilçesindeki Nişantepe Mahallesi’nde, Romanların yaşadığı 3 gecekondu, kaçak yapı olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Sabah saat 6’da çevik kuvvet baskınıyla uyandıklarını lisana getiren mahalleli, kapılarının koçbaşla kırıldığını, aksi kelepçeyle gözaltına alındıklarını, 84 yaşındaki felçli bayanın da çocukların da sürüklenerek sokağa atıldığını anlattı. Hurdacılık yaparak geçinen Romanlar, borç içinde olduklarını, yoksullukla baş edemezken artık de evsizlikle baş etmek zorunda kaldıklarını aktardı.
‘OY İSTEMEYE GELİNCE ROMANLAR VAR, SEÇİM GEÇİNCE ROMANLAR YOK’
Evi yıkılan Yonca Hayman, “1 ay evvel konut sahibi bizi meskenden atınca uzun müddet mesken aradık, bize kimse mesken vermedi. Çaresiz kalınca yerin üzerine iki odalı bir baraka kondurduk. Belediyeden geldiler, ‘kapıları, pencereli taktırmayın’ dediler, takmadık. Tahtaya kırmızı bir şey astılar, okumam yazmam yok, mühürmüş, onun üstünde ne muharrir ben ne bileyim! Sabah yıkım başlayınca sarsıntı oluyor sandım, mahvoldum, konutumu başıma yıktılar. Çiçek satıyorum, kağıt topluyorum, gırtlağa kadar borcum var. Ben çocuklarıma yuva istiyorum. Çocuğum sabah kalktı, okula gidemedi diye ağlıyor. Benim okumam yazmam yok, bilgisiz kaldım, çocuklarımın bilgisiz kalmaması için başımızı sokacak bir konuta gereksinimimiz var” dedi.
Hakan Hayman ise, “Oy istemeye gelince Romanlar var, seçim geçince Romanlar yok! Belediye Başkanı bize diyor ki ‘konteynerde yaşayın’, biz de uygarca yaşamak istiyoruz, hakkımız değil mi? Kime sığınacağız? Nereye gideceğiz, o vakit alsın bütün Romanları denize döküp yaksın! Bu türlü bir hayat stili olabilir mi?” diye reaksiyon verdi.
‘SEÇİMİ KAZANDIKTAN SONRA GELDİLER’
Çocuklarının sağlıklı şartlarda yaşayabilmesi için barakasını tadilata sokan ve bunun için büyük bir uğraş harcayan Birol Uluçetin, yerinin tapulu olduğunu belirterek tadilat sürecinde zabıtanın bunu fark ettiğini lakin müdahale etmediğini söz etti. Uluçetin, “Gördüklerinde yıksalar daha az mağdur olurduk! Seçimi kazandıktan sonra geldiler. Çevik kuvvet kolumu kıvırdı, aykırı kelepçe taktı. Hepsini sıra sıra alıp dışarı çıkardılar. Çocuklar da darp edildi. 84 yaşındaki felçli annemi de sokağa attılar” diye konuştu.
Evi yıkılan Erkan Balık, Ümraniye’de 2 bin liraya kiraya oturduğu meskenin kirası 10 bin lira olunca evsiz kaldığını, önemli bir borcun altına girerek Nişantepe’deki yerine iki odalı bir yer inşa ettiğini söyledi. “Seçimden evvel ‘evler yıkılmayacak’ denildi, oylarımızı istediler. Oyumuzu verdik. Seçimi kazandıktan sonra sabah 6’da konutumuza baskın yapıldı. Öncesinde bize tebligat gelmedi, yalnızca 1 mesken mühürlendi. Bize ceza muharrirler sandık lakin konutu basıp yıktılar” tabirlerini kullandı.
Sokağa atıldıklarını anlatan çocuklar da, “Yatıyorduk, bizi sürükleyerek dışarı çıkardılar. Bizi hayvan üzere attılar, insan değil miyiz biz!” diyerek reaksiyon gösterdi.
‘BARINMA HAKKI TEMELİNDE YAKLAŞMAK GEREK’
Nişantepe’deki yıkımı medyaya yansıtan Roman Konfederasyonu Genel Sekreteri Erdal Yalçın, hususa siyaset üstü yaklaşmak gerektiğini vurguladı. “Yıkım haberini alır almaz ailelerin muhtaçlıklarını gidermek için mahalleye gittik. Fakat olaylar beklemediğimiz tarafta gelişti. Olan biten, rutin bir yıkımın çok dışındaydı. Babaya çocuklarının gözü önünde zıt kelepçe takılması, 8 yaşındaki kız çocuğunun zabıta tarafından saçından tutup sürüklenmesi dehşet verici! Bu olaylara da insan haklarını ihlali üzerinden ve hatta insan onuruna yaraşır şartlarda barınma hakları üzerinden bakmak gerekir. Çabamız bu taraftadır…” diye konuştu.
BARAKALARI YIKILAN ROMANLAR, OTELE YERLEŞTİRİLDİ
Bu meskenlerin daha evvel mühürlendiğini, savcılığın yıkım kararının burada yaşayanlara bildirim edildiğini kaydeden İstanbul Valiliği Roman Danışmanı Hacı Arif Davulcu, Nişantepe’deki yıkım olaylarının takipçisi olduklarını, ailelerle görüştüklerini, yıkımın olduğu gece aileleri otele yerleştirdiklerini, sonrasında kiralık konutlara yerleştireceklerini belirtti.
BELEDİYE DARP VE CEBİR TEZLERİNİ REDDETTİ
Çekmeköy Belediyesi Basın Ünitesi, bu emlakın paylı yerler olduğunu, paylarla ilgili süreç yapılmadığını, yapı izni olmadığını, seçimi fırsat bilerek yapı inşa edildiğini, yıkım sırasında hiçbir formda darp ve cebir kullanılmadığını beyan etti.